Neler yeni

Genc_Beyin

Administrator
Yönetici
Katılım
5 Eyl 2022
Mesajlar
1,977
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Web sitesi
www.webgezginler.com
ted-bundy_rov7.jpg

1: Ted Bundy​

Dünyanın en ünlü ve en medyatik seri katillerinden bir tanesi olan Ted Bundy için şeytanın yer yüzündeki sureti demek asla abartı olmaz. Yakalandığı günden bu yana üzerindeki ilgi bir an olsun azalmadı çünkü hayatı boyunca işlediği suçlar onu dünyanın en kötü insanlarından bir tanesi olarak tarihe kazıdı. 24 Kasım 1946 yılında doğan Ted Bundy, Amerika’nın en azılı seri katilleri arasındaydı. Fakat pek çok insana ve medyaya göre çekici görüntüsü ve nazik tavırları bu adamı pek çok seri katilden çok daha popüler bir hâle getirdi.

Hemen hemen tüm seri katiller gibi Ted Bundy de başarısız bir ailede büyüdü. Bekar bir anne olan Eleanor Louise Cowell Ted ile yeterince ilgilenemediği gibi aynı zamanda her ikisi de Ted’in büyükbabası tarafından çok uzun süre boyunca şiddet gördüler. Bu şiddet Eleanor Louise Cowell’in Ted’i de alıp ülkenin başka bir ucuna taşınmasına ve orada bir adamla evlenmesine neden oldu.

1974 ile 1978 arasında sadece dört yıl içinde, Ted Bundy yedi eyalette yaklaşık 30 kadına tecavüz etti ve korkunç bir şekilde öldürdü. 1978 yılındaki son tutuklanmasına kadar geçen yıllarda California, Oregon, Washington, Idaho, Utah, Colorado ve Florida'da 30 kadını öldürdüğünü itiraf etti. Fakat daha sonra sadece üç cinayetten hüküm giydi, ancak bazıları yüz kadar insanı öldürdüğüne inanıyor.

Dahası, Ted Bundy'nin IQ'sunun 136 olduğu biliniyordu. Sınıflandırma sistemleri farklılık gösterse de çoğu kişi Bundy'nin ortalamanın oldukça üzerinde ve hatta “dahi” seviyesine yakın olduğunu düşünüyor. Yani genel seri katil profiline kıyasla Bundy’nin çok zeki olması da onu bu kadar popüler ve ilgi çekici hâle getirmiş olan etkenler arasındadır. Eğer bu rahatsız edici hikaye hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz Netflix’te yayınlanmış olan Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile belgesel/diziyi seyredebilirsiniz.

john-wayne-gacy_yemy.jpg

2: John Wayne Gacy​

Netflix’te çok kısa süre önce yayınlanan Conversations With A Killer: The John Wayne Gacy Tape belgeseli ile yeniden ilgi odağı haline gelen John Wayne Gacy tüm zamanların en rahatsız edici seri katillerinden bir tanesiydi. İşlediği korkunç cinayetlerden uzun süre boyunca sorumlu tutulmayan Gacy için 15 yaşındaki Robert Jerome Piest kaybolduğu zaman işler değişti. Polis genç çocuğu kaybolmadan hemen önce gördüğü için Gacy'den şüphelenmeye başladı. Sürekli polis gözetiminde olan John Gacy, bu noktadan sonra kaçamayacağını fark etmiş olsa da soğuk kanlı bir sosyopat olduğu için yaptıklarının asla sorumluluğunu kabul etmedi. İdam cezası aldığı güne kadar yaptığı hiçbir şeyi hatırlamadığını iddia etti.

Katil Palyaço olarak bilinen John Wayne Gacy, Illinois, Cook County'deki evinin yakınındaki topluluk etkinlikleri için Palyaço Pogo gibi giyinirdi ve yaşadığı bölgedeki siyaset camiasında da tanınan bir isimdi. Fakat Gacy’nin evinde sakladığı korkunç sırrın ortaya çıkması ile birlikte tüm dünyanın tanıdığı bir isim hâline geldi. 1972 ve 1978 yılları arasında işlediği cinayetlerden sonunda yakalanan John Gacy, evinin duvarlarına ve bodrumuna gömdüğü en az 33 gencin ölümünden yargılandı ve idam cezası aldı. Eşcinsel olan ve bunu kabul etmeyen Gacy’nin öldürdüğü kişiler hep genç erkek çocuklarından oluşuyordu. Onları iş ve para vaadi ile kandıran Gacy daha sonra evine götürerek her birini canice öldürdü ve evinin altına gömdü. Fakat son cinayetine kurban giden Robert Jerome Piest’in güpegündüz ortadan kaybolması ve etrafa gören kişilerin de olması Gacy’nin sonunu getirdi.

joseph-james-deangelo_x9fa.jpg

3: Joseph James DeAngelo​

1970'lerde ve 80'lerde Kaliforniya'da meydana gelen bir dizi hırsızlık, tecavüz ve cinayetten sorumlu olan ve Golden State Katili olarak tanınan Joseph James DeAngelo, tüm zamanların en şeytani isimlerinden bir tanesiydi. 1976 yılından 1979'a kadar, Kuzey Kaliforniya’da gerçekleşen kırktan fazla tecavüz olayı, Doğu Bölgesi Tecavüzcüsü adlı bir saldırgana bağlandı. 1979 ve 1986 yılları arasında Güney Kaliforniya'da, Orijinal Gece Avcısı olarak adlandırılan bir seri katil ise on kişinin hayatını elinden aldı.

2001 yılında gerçekleştirilen bir DNA analizi, bu tecavüz ve cinayetlerin suç yazarı Michelle McNamara'nın “Golden State Katili" olarak adlandırdığı aynı fail tarafından işlendiğini ortaya çıkardı. 2018 yılında eski bir polis memuru olan Joseph DeAngelo tutuklandı ve Golden State Katili ile bağlantılı on üç cinayet de dahil olmak üzere diğer tüm suçlarla suçlandı. 2020 yılının Haziran ayında DeAngelo suçunu kabul etti ve Ağustos ayında şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapse mahkum edildi.

Joseph James DeAngelo 1955 yılında New York'ta dünyaya geldi. Çocukluğunun bir kısmını Sacramento bölgesinde geçirdi, Vietnam'da ABD Donanması'nda görev yaptı ve California Eyalet Üniversitesi Sacramento'da ceza adaleti okudu. Bir zamanlar, Golden State Katilinin kurbanlarından biri olan Bonnie adında bir kadınla nişanlıydı. İlişkisi boşanmayla sonuçlanmadan önce üç kızı olan başka bir kadınla evlendi. DeAngelo, bir süpermarket dağıtım merkezinde 27 yıl tamirci olarak çalıştı ve 2017 yılında emekli oldu. Sonunda yaptıkları ortaya çıkmış olsa da birçok insana göre neredeyse tüm hayatı boyunca yakalanmadan yaşayan Joseph James DeAngelo kesinlikle hakettiği cezayı almadı.

richard-ramirez_0sml.jpg

4: Richard Ramirez​

The Night Stalker lakabıyla tanınan Richard Ramirez 29 Şubat 1960'ta Teksas, El Paso'da dünyaya geldi. Zorlu bir çocukluk geçiren ve iki yaşındayken bir kaza sonucu beyin sarsıntısı yaşayan Ramirez oldukça sessiz bir kişiliğe sahipti. Ayrıca büyüme çağlarındayken epilepsisi olduğu ortaya çıktı. Yedinci sınıftayken yapıştırıcı koklayan, lisedeyken de tüm gecesini mezarlıklarda geçiren tuhaf bir tipe dönüştü. On iki yaşındayken kuzeni Miguel, Vietnam’daki görevinden döndü ve birlikte vakit geçirmeye başladılar. Kuzeni Ramirez'e tecavüz ettiği, işkence ettiği ve öldürdüğü Vietnamlı kadınların fotoğraflarını gösterdi. Ayrıca ona nasıl saklanacağını ve gizlice öldürmeyi öğreterek tüm hayatının değişmesine neden oldu. Ramirez gençliğinde korku filmleri izlemeyi severdi ve şeytanla ilgilenmeye başladı. On beş yaşında, henüz lisedeyken, bir otelde kısa süreliğine bir işe girdi ancak birkaç ay sonra bir kadının odasına girip ona tecavüz etmeye çalıştığı için kovuldu. On altı yaşına geldiğinde ise yetenekli bir hırsıza dönüştü.

Richard Ramirez on sekiz yaşına bastıktan kısa bir süre sonra kalıcı olarak Los Angeles'a taşındı. O zamanlar çok popüler bir uyuşturucu olan kokaine bağımlı hale geldi ve hırsızlık sırasında çaldığı eşyaları satarak bu alışkanlığa devam etti. Şiddete olan meyili giderek artan Ramirez şeytan kilisesinin bir üyesi oldu. 28 Haziran 1984'te 79 yaşındaki Jennie Wilcow'un evini soydu, ona tecavüz etti ve bıçaklayarak öldürdü. Bu ilk cinayetinden sonra on farklı kişiyi daha öldürene kadar hiçbir şekilde yakalanmadı. Nihayetinde 28 Ağustos sabahı, araba Los Angeles County'deki bir alışveriş merkezinin dışında yakalandı. On dört cinayet ve diğer otuz bir ağır suçtan yargılanan Ramirez jüri tarafından suçlu bulundu ve ölüme mahkum edildi. Yaşamının yarısından fazlasını ölüm hücresinde geçirdikten sonra 53 yaşında bir hastanede karaciğer yetmezliğinden öldü.


hh-holmes_w8q3.jpg

5: H.H. Holmes​

Dünyanın en ünlü seri katillerinden bir tanesi oldu H. H. Holmes 1861’de Herman Webster Mudgett adı ile New Hampshire'da doğdu. Erken yaşta iskeletlere hayran olduğu ve kısa sürede ölüme kafayı taktığı anlaşıldı. Bu ilgisi onu tıp okumaya yöneltti. 16 yaşında liseden mezun olduktan sonra, Mudgett adını Henry Howard Holmes olarak değiştirdi ve daha sonra hayatında H.H. Holmes olarak tanındı. Holmes, Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kabul edilmeden önce Vermont'taki küçük bir okulda tıp okudu. 1884'te tıbbi sınavlarını geçti ve 1885 yılında Chicago'ya taşındı. Burada Dr. Henry H. Holmes takma adıyla bir eczanede çalışmaya başladı. Eczane sahibi vefat edince dükkanın sorumluluğunu eşine bıraktı. Ancak Holmes, dul kadını eczaneyi ona vermeye ikna etti. Dul kadın kısa süre sonra kayboldu ve bir daha hiç görülmedi. Holmes, California'ya taşındığını iddia etti fakat bu asla doğrulanamadı.

Holmes eczanenin sahibi olduktan sonra caddenin karşısında bulunan boş bir arsayı da satın aldı. Burada mahallenin “Kale” adını verdiği üç katlı bir otel tasarladı. Aslında Holmes burada meşhur Cinayet Kalesi’ni tasarlıyordu. İnşaat tamamlandıktan sonra gazetelere genç kadınlara iş teklifleri sunan ilanlar verdi ve Kale'nin bir konaklama yeri olarak reklamını yaptı. Daha sonra Holmes ile birlikte çalışan, onunla ilişkisi olan herkes yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başladı. Zehirli gaz püskürten de bir oda da dahil olmak üzere işkence odaları ile Kale'yi ağzına kadar doldurdu. Holmes insanları bu odalara davet eder ve sonra onları çeşitli korkunç şekillerde öldürürdü. Polis dokuz cinayeti doğrulayabildi, ancak Holmes'un hayatı boyunca iki yüz kadar insanı öldürmüş olabileceğine inanılıyor ve bu sayı suç faaliyeti sırasında kayıp insan raporlarına dayanıyor.

jeffrey-dahmer_ufn8.jpg

6: Jeffrey Dahmer​

Amerikalı bir seri katil ve cinsel suçlu olan Jeffrey Dahmer, 21 Mayıs 1960 tarihinde dünyaya geldi. 1978 ve 1991 yılları arasında Dahmer, on yedi erkeği kelimenin tam anlamıyla korkunç bir şekilde öldürdü. Yaptığı korkunç saldırıların arasında tecavüz, parçalanma, nekrofili ve yamyamlık gibi inanılmaz suçlar bulunuyordu. Çoğu kişiye göre Dahmer normal bir çocukluk geçirdi fakat yaşlandıkça içine kapanık ve iletişimsiz hale geldi. Ergenliğe girerken hobilere veya sosyal etkileşime çok az ilgi göstermeye başladı. Bunun yerine hayvan leşlerini incelemeye ve eğlence için içki içmeye yöneldi. Yine de tüm bunlara rağmen liseden mezun olmayı başardı. 18 yaşına girdikten üç hafta sonra ilk cinayetini işledi.

O yaz anne ve babasının boşanması nedeniyle Jeffrey aile evinde yalnız kaldı. Aklında büyüyen karanlık düşünceler üzerinde harekete geçme fırsatını yakaladı. Steven Hicks adında bir otostopçu aldı ve onu bira içmesi için babasının evine götürmeyi teklif etti. Ancak Hicks evden ayrılmaya karar verdiğinde Dahmer bir dambıl ile kafasına vurdu. Daha sonra onu parçalara ayırdı, eritti, toz haline getirdi ve artık fark edilmeyen kalıntıları arka bahçesine dağıttı. Daha sonra, Hicks'in kalmasını istediği için onu öldürdüğünü itiraf etti. Birini yeniden öldürmesi dokuz yıl sonra oldu.

1980’li yıllarda gay barlarda uzun süre vakit geçirmeye başladı. Bu mekanlarda yaşadığı olaylar nedeniyle iki kez tutuklandı fakat daha sonra salıverildi. 1987 yılında ikinci kurbanı ile tanıştı. Dahmer onu bir bardan aldı ve bir otel odasına götürdü. Ertesi sabah Tuomi'nin dövülmüş cesediyle uyandı. Daha sonra bu suçu bir çeşit karartılmış dürtüyle işlediğini ima ederek, Tuomi'yi gerçekten öldürdüğüne dair hiçbir hatırası olmadığını belirtti. Bu olaydan sonra dört kurbanı daha oldu. Her kurbanın ölüm şekli ve daha sonrasında yaptıkları daha da korkunçlaşmaya başladı.

Dahmer 15 cinayet ile suçlandı ve duruşma 30 Ocak 1992'de başladı. Aleyhindeki deliller çok fazla olmasına rağmen, Dahmer inanılmaz derecede rahatsız edici ve kontrol edilemez dürtülerinden dolayı deli olduğunu öne sürdü. İki haftalık yargılamanın ardından mahkeme, sanığın aklı başında olduğu belirtildi 15 cinayetten suçlu ilan edildi. 15 müebbet, toplam 957 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

harold-shipman_qeyl.jpg

7: Harold Shipman​

Birleşik Krallık tarihi boyunca ortaya çıkmış en korkunç seri katillerden birisi olan Harold Shipman, iki yüz elliden fazla kişinin ölümü ile suçlandı. 1946 yılında Nottingham'da dünyaya gelen Harold Shipman, Leeds Tıp Okulu'nda eğitim gördü ve 1974 yılında Todmorden'deki Abraham Ormerod Tıp Merkezi'nde pratisyen hekim olarak çalışmaya başladı. İşe başladıktan bir yıl sonra, bağımlı hale geldiği ağrı kesici reçetelerini taklit ettiği için 600 sterlin para cezasına çarptırıldı. Genel Tıp Konseyi tarafından yargılansa da işten atılmadı ancak kovuldu. Üç yıl sonra Greater Manchester'da pratisyen hekim olarak çalışmaya başladı. 1993 yılında Greater Manchester'da kendi muayenehanesini kurdu ve yaklaşık 3.000 hastayı muayene etti. Kendi yerini açtıktan beş yıl sonra, yani Eylül 1998'de ise Kathleen Grundy'yi öldürmekten tutuklandı.

2002 yılında gerçekleşen Harold Shipman şoruşturmasına göre, Frank Massey ve Sons cenaze salonunda çalışan Deborah Massey, Shipman'ın hastaları arasında yüksek ölüm oranı ve çok sayıda kremasyon formu fark ettikten sonra Mart 1998'de yetkililere haber verdi. Ancak polis yeterli delil bulamayınca soruşturmayı kapattı. Ağustos 1998 yılında, taksi şoförü John Shaw polise, tıp merkezine götürdüğü birçok yaşlı kadının sağlık durumunun iyi olmasına rağmen Shipman'ın bakımında öldüğünü fark ettikten sonra, Shipman'ın yirmi bir hastayı öldürdüğünden şüphelendiğini bildirdi. Polis, Shipman'ın ölümcül dozlarda diamorfin verdiği on beş vakayı soruşturmayı ve onaylamayı başardı. 2000 yılında, asla serbest bırakılmaması tavsiyesiyle müebbet hapis cezasına çarptırıldı ve Genel Tıp Konseyi tarafından doktorluktan men edildi.

albert-fish_ndcj.jpg


8: Albert Fish​

Tarihin ilk bilinen seri katillerinden bir tanesi olan Albert Fish, 19 Mayıs 1870'de Washington, D.C.'de Randall ve Ellen Fish'in çocuğu olarak dünyaya geldi. Hamilton Howard "Albert" Fish'in korkunç cinayetleri sebebiyle birçok ismi vardı. Bunlardan bazıları Brooklyn Vampiri, Wysteria'nın Kurtadamı ve Gri Adam olarak biliniyordu. Diğer aile üyeleri gibi Albert Fish de çocukken bir akıl hastalığından muzdaripti. Erkek kardeşi, annesi ve amcası halüsinasyonlar gördükleri ciddi rahatsızlıklar yaşıyorlardı. Dul anneleri ise Albert’i ve kardeşlerini bir yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı.

Albert Fish’in hayatı bu yetimhanede tamamen değişti. Bakıcılar çocukları sürekli olarak dövüyor, hatta bazen çocukları birbirlerini incitmeleri konusunda teşvik ediyorlardı. Pek çok çocuk bu durumdan korkarken Albert ise tuhaf bir şekilde keyif alıyordu. Her ne kadar annesi onu 1880 yılında geri alsa da artık Fish geri dönüşü olmayan bir zarar görmüştü. Sadomazoşist eğilimleri vardı ve kendini yaralama saplantısı oluşmuştu. Yirmi yaşına gelip New York'a taşındıktan sonra çocuklara karşı suçlar işlemeye başladı.

Fish, başkalarının acısını giderek daha fazla merak etmeye başladı ve daha fazlasını öğrenmek için New York'a taşındıktan sonra hiç vakit kaybetmedi. Genç erkeklere işkence çektiren Albert Fish, hayatı normal görünsün diye annesinin tanıştırdığı bir kadınla evlendi ve ondan altı çocuk sahibi oldu. 1917'de Fish, ciddi akıl hastalığının semptomlarını gizlemede zorluk çekiyordu ve bu da karısının onu başka bir adam için terk etmesine neden oldu. Yamyamlık alışkanlığının öncüsü olarak, çocuklarını sık sık paylaşmaya davet ettiği çiğ et yemeye başladı.

Acı ve yamyamlığa olan merakı sayesinde cinayet işlemeye başladı. Zihinsel engelli yetimler veya evsiz siyah çocuklar gibi savunmasız çocukları, kimsenin onları özlemeyeceğini varsaydığı gençleri aramaya başladı. Bundan sonra Albert Fish’in işlediği suçların ardı arkası kesilmedi. Küçük bir kızı kaçıran Fish daha sonra kızın annesine, çocuğu boğduğunu ve ardından yediğini iddia ettiği isimsiz bir mektup gönderdi. Fish'in mektubu yazdığı kağıt polisi ona yönlendirdi. 1935 yılında ise yargınlandı ve ölüm cezasına çarptırıldı.

pedro-alonso-lopez_wvj8.jpg

9: Pedro Alonso Lopez​

And Dağları Canavarı olarak bilinen Pedro Alonso Lopez, tarihin en azılı ve soğuk kanlı seri katillerinden bir tanesi. Lopez’in Kolombiya, Ekvador ve Peru'da üç yüzden fazla genç kızı öldürdüğüne inanılıyor. Uzmanlar tarafından dünyanın en çok insan öldüren seri katillerinden bir tanesi olduğu düşünülmektedir. Pedro Alonso Lopez de başarısız bir ailede büyümüştü. Annesi ve babası birlikte değildi ve on üç tane de kardeşi vardı. Ayrıca bir hayat kadını olan annesinin yaşadıkları da Lopez’in korkunç suçlarında etkili oldu. Sekiz yaşındayken küçük kız kardeşini taciz eden Lopez evden atıldı ve hayatı bir korku filmine dönüştü. Bir sapık tarafından alı konuldu ve daha sonra ondan kurtulmak için bir sokak çetesine katıldı. Dört yıl sokaklarda hayatta kaldıktan sonra, López Amerikalı bir aile tarafından alındı ve yetimler okulunda öğrenci oldu, ancak bir öğretmen tarafından taciz edildikten sonra yeniden kaçtı. Tüm bu talihsiz olaylar Pedro Alonso Lopez’i dünyanın en korkunç insanlarından birisine çevirdi.

Bir süreliğine hapse giren Lopez 1978'de serbest bırakıldıktan sonra, Kolombiya, Ekvador ve Peru'nun dört bir yanından genç kızlara tecavüz edip öldürerek suç çılgınlığına başladı. 1979'da Ekvador'un Ambato yakınlarında meydana gelen ani bir sel, kurbanlarından dördünü ortaya çıkardı. Kurbanlar ortaya çıkarken Lopez, Ambato'dan on iki yaşındaki bir kız olan Maria Poveda'yı kaçırmaya çalıştı. Ancak annesi onu durdurduğunda bunu başaramadı. Diğer kadınlar Lopez'i dövmeye çalıştı fakat yerel yetkililer tarafından kurtarıldı ve ardından tutuklandı. Pedro Lopez'in kaç kişiyi öldürdüğüne dair kesin rakam hiçbir zaman açıklanmadı ve çeşitli kaynaklar tarafından farklı şekilde rapor edildi. 1980'de mahkûm edildi ve 110 kişiyi öldürmekten hüküm giydi. Lopez'in 240 cinayeti daha itiraf etmeye devam ettiği biliniyor.

henry-lee-lucas_lhgs.jpg

10: Henry Lee Lucas​

Netflix’te yayınlanan The Confession Killer belgeseline denk geldiyseniz Henry Lee Lucas hakkında fikriniz olabilir. Henry Lee Lucas, altı yüz kadar cinayet işlediğini itiraf eden ve kendini seri katil ilan eden rahatsız edici şekilde ünlü bir kişiydi. Ancak The Confession Killer belgesel dizisi tarafından detaylandırıldığı gibi bu iddiaların çoğu yalandı. Daha sonra itiraflarının çoğunun ayrıcalıklı muamele görmek için uydurulmuş bir aldatmaca olduğu ortaya çıktığından dolayı sadece on bir kişiyi öldürmekten suçlu bulundu.

Henry Lee Lucas fakir bir ailede doğdu. Çok travmatik bir çocukluk geçirdi ve bunun sonucunda çok düşük bir özgüvene sahip oldu. On dört yaşında evden kaçtı ve ilk olarak on sekiz yaşında hırsızlık suçlamasıyla hapis cezasına çarptırıldı. Yirmi dört yaşında hapisten çıktığında annesini öldürdü ve on yıllığına cezaevine geri döndü. Serbest bırakıldığında, biseksüel Ottis Toole ve ergen yeğeni Becky ile ilişkiye girdi ve eve dönmekte ısrar edince sonunda onu öldürdü.

Son olarak 82 yaşındaki Kate Rich'i öldürmekten gözaltına alındı ve birçoğunu aslında işlemediği eylemleri itiraf etmeye başladı. İtirafları sırasında polis teşkilatının ona ayrıcalıklı davranması sayesinde hayali cinayetler uydurmaya devam etti. Her ne kadar on bir cinayetten hüküm giymiş olsa da aralarından sadece üç tanesi şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlanabildi. 12 Mart 2001 tarihinde Huntsville'deki Texas Eyalet Hapishanesi’nde hapis cezasını çekerken kalp yetmezliğinden dolayı 64 yaşında öldü. Daha sonra Teksas, Huntsville'deki Kaptan Joe Byrd Mezarlığı'na gömüldü.
 
Üst Alt