Jeanne Calment
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Dünyanın en uzun yaşayan insanlarından bir tanesi olan Jeanne Calment, 122 yıl 164 günlük ömrü ile duyanları hayrete düşürdü. Calment 1875 yılında Fransa’nın Arles şehrinde Rue du Roure'da dünyaya geldi. Uzun yaşamı boyunca sahip olduğu dört adresten biri olan bu evde yaşamla tanıştı. Calment’in doğduğu yıllarda bir kadının yaşadığı ortalama yaş elli civarında idi. 1898 yılında Yvonne isimli kızı dünyaya geldi. Fakat Yvonne, 1934’te ölünce damadı Albay Joseph Billot ve yedi yaşındaki bir oğlu Freddy'yi onlara bıraktı. Ona annelik yapan Calment ve eşi Fernand yaşamlarını ona adadılar. 1942 yılına geldiğinde büyük üzüntü veren bir ayrılık yaşadı ve eşini kaybetti. Onun için uzun yaşamak adeta bir kabusa dönüşmeye başlamıştı. 1963 yılında hem torununu hem de damadını kaybetti.
Yaşama umudunu hiç kaybetmeyen Calment, yüz yaşına kadar bisiklet kullanmaktan hiç vazgeçmedi. Yüz yaşına geldiği zaman Arles Belediye Başkanı onun adına bir tören düzenlemeyi teklif etti. Ancak Calment, belediye başkanının bu teklifini reddetti. Daha sonra yaptığının yanlış olduğunu düşünüp başkanı ziyarete gitti. 110 yaşına gelinceye kadar kendi başına yaşamayı sürdürdü. Fakat çok soğuk günlerde üşüdüğü gerekçesiyle Maison du Lac adlı huzurevine taşındı. 114 yaşında düştü ve bir ameliyat geçirdi. 1991 yılında, 116 yaşındayken dünyanın en uzun yaşayan insanı ünvanını aldı ve 122 yaşında hayata veda etti. Jeanne Calment, uzun yaşamasının sırrını stresten uzak kalmaya, bisiklete binmeye ve her yediği şeye döktüğü zeytinyağına bağladığını söyledi.
Kane Tanaka
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Kane Tanaka 2 Ocak 1903 yılında Japonya’nın Kyushu Adasının Wajiro köyünde dünyaya geldi. Kane prematüre doğmuş ve tamamen anne sütü ile büyütülmüştü. 1922 yılında 19 yaşındayken kuzeni Hideo Tanaka ile evlendi ve bu evlilikten iki kız ve iki erkek çocuğu dünyaya geldi. Kane'in kocası 1937 yılında askere alındı ve 1939'a dek bu görevi sürdü. Oğlu da askerdi ve İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Sibirya'da esir edildi. O günden sonra 1947'de serbest kalınca eve geri dönebildi. Japon eriştesi ve tatlı satan aile işletmesini uzun yıllar eşi ile birlikte çalıştıran Kane 63 yaşında emekli oldu. 1993 yılında eşi Hideo Tanaka 90 yaşındayken vefat etti. 71 yıllık hayat arkadaşını kaybedince oldukça üzüldü.
Uzun yaşamasına rağmen hayatında önemli hastalıklarla mücadele etti. 35 yaşında paratifo ve 45 yaşında pankreas kanserine yakalandı. Başarılı ameliyattan sonra 103 yaşına kadar önemli bir sorunu olmadı. 103 yaşında kalın bağırsak kanseri teşhisi konuldu ve tekrar ameliyat oldu. Eylül 2018’den ölünceye kadar huzurevinde yaşamını sürdürdü ve 118. doğum gününde belirlenen hiçbir sağlık problemi yoktu. 2019 yılında yaşayan en yaşlı insan ünvanını elde etti. Tanaka'nın, bir yıl ertelemeyle geçen yıl yapılan 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda olimpiyat meşalesini taşıması planlanıyordu. Fakat COVID-19 tehlikesi nedeniyle bu kararı riskli bulundu ve iptal edildi. Kane Tanaka, 19 Nisan 2022'de Fukuoka'da öldü ve öldüğünde 119 yıl 107 gün ile dünyanın en uzun yaşayan ikinci insanı ünvanını kazandı. Son zamanlarına dek sağlıklı olan Tanaka’ya uzun yaşamın sırrı sorulduğunda uyku, aile ve umut olduğunu söyledi.
Sarah Knauss
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Sarah Knauss, 24 Eylül 1880 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Pensilvanya eyaletine bağlı olan Luzerne County’de dünyaya geldi. Hayatının çoğunu yine Pensilvanya eyaletine bağlı olan Allentown şehrinde geçirdi. 1901'de Abraham Lincoln Knauss ile evlendi. Tek çocukları Kathryn Sullivan ise 1903 yılında dünyaya geldi. Knauss’un ailesinde uzun yaşayan akrabaları bulunuyordu. Babaannesi 98 yaşına kadar, kuzeni Minnie Kresge 105 yaşına ve kızı Kathryn Sullivan 101 yaşına kadar yaşamışlardı. Knauss, 96 yaşından itibaren yaşamını kızıyla birlikte geçirdi ve 111 yaşında bir huzurevine taşınmak zorunda kaldı. 118 yaşındayken kızıyla hala konuşabiliyordu ancak hayatının son altı ayında, konuşmalara cevap verememeye başladı.
Knauss, 30 Aralık 1999 günü öğleden sonra koltuğunda otururken aniden öldü. Ayrıca 2000 yılından yalnızca otuz üç saat önce hayatını kaybetmişti. Organlarından bazıları ona otopsi yapan New England Centenarian Study'e miras kaldı. Sarah Knauss’un hayatı 119 yıl 97 gün olarak kayıtlara geçti ve dünya sıralamasında üçüncü sırayı aldı. Knauss Amerikalılar için adeta bir ikon olmuştu. Çünkü kendisi Brooklyn Köprüsü'nden bile daha yaşlıydı ve Özgürlük Anıtı’ndan önce doğmuştu. Henry Ford Model T'yi tanıttığı zaman 28 yaşındaydı ve Neil Armstrong Temmuz 1969'da ayda yürüdüğünde 88 yaşındaydı. 1995 yılında yaptığı bir röportajda, uzun ömürlü olmaktan memnun olup olmadığı sorulduğunda, "Bundan zevk alıyorum çünkü sağlığım var ve hala bir şeyler yapabilirim" dedi. Kızı Sullivan onun uzun yaşamasının sırrını hayatı boyunca sakin olmasına bağladı.
Lucile Randon
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Dünyanın en uzun yaşayan dördüncü insanı olan Lucile Randon’nun ilginç durumu, hala hayatta olmasıdır. Lucile isminden daha çok Rahibe Andre ismi ile tanınır. Şu an itibarı ile 118 yıl bariyerini aşmış ve her yaşadığı gün sayısı ilave edilmektedir. Lucile Randon Fransa’nın Ales Şehrinde 11 şubat 1904 tarihinde dünyaya gelmiştir. Aslında pek dindar sayılmayan bir ailede büyümüş ve 19 yaşına geldiği zaman Katolik olmuştur. Bundan sonraki yaşamını daha çok sosyal hizmetler yaparak geçirmiştir. Genç yaşlarda mürebbiyelik yapan Randon, 25 yaşından sonra hastanelerde çalışmaya başlamış ve yetim ve öksüz çocuklarla ilgilenmiştir. 1944'te Katoliklere ait bir hayır kurumu olan Daughters of Charity’e katılmış ve ölen erkek kardeşinin ruhuna adamak için Rahibe André adını almıştır.
Seksen yıla yaklaşan Rahibelik ünvanı ile en uzun rahibelik yapan kişi ve en yaşlı rahibe unvanlarına da sahiptir. Randon, 1995 yılında 91 yaşındayken karotis arterinde ameliyat gerektiren bir kalp krizi geçirmiştir. 2009 yılında bir huzurevine taşınmış ve orada yaşamaya başlamıştır. Aynı yıl, Papa Francis tarafından mektup yazılarak kutlanmış ve dini temalı hediyeler yollanmıştır. Yine aynı yıl, 115. doğum gününde Randon'a uzun ömürlü olmasının sırrı sorulmuş ve bir sırrını. olmadığını ancak Tanrı'nın ikiz kardeşinin yaşayamadığı yılları yaşamasını istediğine inandığını söylemiştir. 16 Ocak 2021 yılında yaşamını devam ettirdiği huzurevinde Covid-19 ‘a yakalanmış hiçbir semptom göstermeden hastalıktan kurtulmuştur. Bu bağlamda covid’e yakalanmış en yaşlı kişi olarak da tarihe geçmiştir. Randon şu anda kör ve sağır olarak ve tekerlekli sandalye kullanarak yaşamını devam ettirmektedir.
Nabi Tajima
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Nabi Tajima 117 yıl 260 gün hayatta kalarak dünyanın en uzun yaşayan kişileri arasında bulunmaktadır. Nabi Tajima, 4 Ağustos 1900 yılında Kagoshima şehrinin Kikaijima Adası’nda bulunan Wan Köyünde dünyaya gelmiştir. Yaşamının geri kalan bölümünü aynı şehrin aynı adasında bulunan Kikai’de sürdürmüştür. Japon kültürüne uygun yaşam tarzı ve beslenme şekli ile sakin bir yaşam süren Tajima çalışkanlığı ve stresten uzak duran yapısı ile tanınıp bilinen bir kişidir. 19. yüzyılın sonu, 20.yüzyılın tamamını ve 21.yüzyılın başlarını gören Tajima, 45 yaşına bastığı zaman Amerika Birleşik Devletleri Japonya’ya atom bombası atmıştır. Pek çok tarihi olaya tanıklık eden Nabi Tajima’nın yedi oğlu, iki kızı ve yüz altmış torunu olmuştur. Ayrıca torunlarının çocukları ve torunlarının torunlarını da görmeyi başarmış şanslı kişilerden bir tanesidir.
Gerontoloji Araştırma Grubu Nabi Tajima hakkında bir araştırma yapmış ve röportajlarında Tajima'nın uzun ömürlü olmasının sırrının "lezzetli şeyler yemek ve iyi uyumak" olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ilerlemiş yaşına rağmen geleneksel üç telli bir çalgı olan şamisen eşliğinde dans ederek yaşama olan bağlılığını da göstermiştir. Son yıllarını bir huzurevinde ve zamanının çoğunu yatakta geçiren Tajima ocak 2018’de hastaneye kaldırılmıştır. Bu tarihten üç ay sonra hayata veda eden Tajima'nın 65 yaşındaki torunu Hiroyuki, "Uykuya dalar gibi vefat etti. Yaşamı boyunca çok çalışkan olduğu için ona iyi dinlenmeler demek istiyorum" demiştir.
Marie-Louise Meilleur
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
29 Ağustos 1880 yılında Kanada’nın Quebec şehrinde balıkçı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin kızılderili soyundan geldiği iddia ediliyordu. 20 yaşına geldiği zaman aynı köyde balıkçılık yapan Étienne Leclerc ile evlendi. Meilleur, 1911 ve 1912'de iki çocuğunu ve anne babasını kaybetti. 1915 yılında ikinci evliliğini Fransız bir oduncu olan Hector Meilleur ile yaptı ve ondan altı çocuğu daha oldu. Uzun yıllar sonra 1935 yılında tekrar Quebec bölgesine döndü. Marie-Louise, 1950'li yıllara kadar elektrik ve sıcak suyu olmayan ahşap bir evde yaşamını devam ettirdi. Bazı kaynaklar onun vejeteryan olduğunu söylese de bu hiçbir zaman doğrulanamadı.
Marie-Louise’in 90'lı yaşlarına kadar tütün içtiği gerçeği çoğu otoriteyi şaşırttı. Yapılan bir söyleşide uzun ömürlü olmasını çok çalışmak, gençliğinin güzel zamanlarını hatırlamak, ailesini sevmek, iyi bir mizah anlayışına sahip olmak ve Tanrı'ya olan inancına bağlamıştı. İkinci kocası Hector Meilleur, 1972'de 93 yaşında diyabet hastalığından öldü. Bu tarihten sonra kızının yanında yaşamına devam etti. Sahip olduğu on iki çocuktan sadece dördü hayatta kaldı. Daha fazla bakıma ihtiyacı olduğu dönemde Corbeil’deki bir huzurevine yerleşti ve oğullarından biri de aynı huzurevinde yaşıyordu. Bu sırada yaşayan en büyük kızı Gabrielle Vaughan doksan yaşındaydı. Marie Louise Meilleur 16 Nisan 1998'de Corbeil'de 117 yıl ve 30 günlükken pıhtı atması sonucu yaşama veda etti.
Violet Brown
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Violet Henrietta Brown 10 Mart 1900 tarihinde Jamaika'nın Trelawny Bölgesi'nde bulunan küçük Duanvale kasabasında dünyaya geldi. Babası şeker pancarı işinde çalışırken annesi ev temizliği işlerine gidiyordu. Violet’in kendinden başka üç kız kardeşi daha vardı. Ailecek uzun yıllar şeker pancarı keserek yaşamlarını devam ettirdiler. Augustus Gaynor Brown ile evlendiğinde yirmili yaşlardaydı. Çiftin bu evlilikten dört oğlu ve iki kızı olmak üzere altı çocukları dünyaya geldi. Tüm yaşamı boyunca ailesi gibi Violet de ev yardımcısı, çiftçi ve terzilik de dahil olmak üzere çeşitli işlerde çalıştı. Kocası Augustus 1978 yılında yaşamını kaybetti. Çocuklarından bazıları da erken yaşlarda yaşamını kaybetti ve uzun süre oğlu Harland Henrietta ile birlikte yaşadılar.
2010 yılında 110. doğum gününde sağırlığı haricinde, Violet'in genel olarak fiziksel olarak iyi durumda olduğu bildirildi. Hatta kesinlikle yaşını hissetmediğini belirtti. Brown uzun yaşamının sırrının anne ve babasına da saygı duymak, çok çalışmak ve hindistan cevizi sosu yemek olduğunu söyledi. 117 senelik hayatında sevdiği eğlencelerden bazıları kiliseye gitmek, kitap okumak ve müzik dinlemekti. 2013 yılında 113. doğum gününde hafızasının hala sağlam olduğu ve genel olarak mükemmel bir sağlık durumunun olduğu bildirilmişti. Violet'in 1950 ve 1978 yılları arasında Duanvale bölgesinde ölen her kişiyi kaydeden bir kitap tuttuğu ortaya çıktı. 115 yaşında, hala bir yürüteç yardımıyla da olsa yürüyebiliyor ve gözlüksüz okuyabiliyordu. Violet Brown, 15 Eylül 2017'de Montego Bay, St. James, Jamaika'da 117 yıl 189 günlükken hayatını kaybetti.
Emma Morano
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Emma Martina Luigia Morano, 29 Kasım 1899 tarihinde İtalya'nın Vercelli Eyaletindeki Civiasco'da dünyaya geldi. Beş kız ve üç erkek çocuğun en büyüğüydü. Ailesinde bulunan sağlık problemleri yüzünden bir doktor onlara daha ılıman bir iklime sahip bir yerde yaşamalarını tavsiye etti. Bu yüzden aile Maggiore Gölü'ndeki Pallanza'ya taşındılar. Burası Morano’nun ölümüne kadar yaşadığı yer olarak kayıtlara geçti. Annesi, teyzeleri ve bazı kardeşleri 90’lı yaşlara kadar yaşadılar. Kız kardeşi Angela Morano 102 yaşına kadar yaşadı ve o dönem iki kardeş İtalya’nın en yaşlı kardeşleri ünvanını aldılar.
Giovanni Martinuzzi ile 1926 yılında evlendi, 1937 yılında bir çocukları oldu ama altı aylıkken öldü. Eşi ile mutlu olamayan Emma kocasından ayrı yaşamını sürse de çift boşanmadılar. 1954 yılına kadar kasabasında bir jüt fabrikası olan Maioni Fabrikasında çalıştı. Ardından 75 yaşına kadar Pallanza'daki yatılı okul olan Collegio Santa Maria'nın aşçılığını yaparak yaşamını sürdürdü. Ölümüne kadar sağlıklı yaşamaya devam eden Morano 115 yaşındayken bile tek başına yaşadı.
Emma Morano uzun yaşamasının sebepleri arasında ilk başta hep gelecek hakkında umutlu olmasını öne sürüyordu. Bunun haricinde her gün yumurta yediği ve ev yapımı konyak içtiği için de sağlığının iyi olduğuna inanıyordu. Son günlerine kadar yalnız yaşamaya devam eden Emma Morano 15 Nisan 2017 tarihinde 117 yaş 137 günlük ömrünü tamamlayarak en uzun yaşayanlar listesine dahil oldu.
Chiyo Miyako
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
2 Mayıs 1901 tarihinde, Japonya'nın Wakayama eyaletindeki Yuasa kasabasında beş çocuğun dördüncüsü olarak doğdu. Yaşadığı kasaba mandalina yetiştiriciliği ile tanınırken, ailesinin bir kağıt satışı yaptığı bir dükkanı vardı. Büyük kardeşlerinin hepsi genç yaşta öldüğü için geriye bir erkek kardeşi kalınca ailenin en büyük çocuğu olarak yetiştirildi. Çocukluğunda bir ilkokul öğrencisi olarak derslerinin çoğundan keyif aldı. Ancak beden eğitimi dersinden asla hoşlanmıyordu. İlkokulu ve ortaöğrenimini bitirdikten sonra Osaka'da bir telgraf okulunda yüksek öğrenim gördü ve burada telgraf operatörü oldu. Osaka'ya okumak ve çalışmak için gittiği sırada Japon Ulusal Demiryolları için çalışan müstakbel kocası Shoji ile tanıştı ve evlendiler. Eşinin işi sebebiyle sık sık taşınmaları gerekti. Hatta buna birkaç yıllığına Çin'in Pekin kentine taşınmak da dahildi.
1951'de kocasının ölümünden sonra Miyako ve iki çocuğu, ailesinin yanına geri taşındı. Oğlu daha sonra Michigan Üniversitesi'nden doktora derecesi aldı ve Tokyo Üniversitesi'nde profesör olarak ders verdi. Ancak 1974'te 52 yaşındayken öldü. On yıl sonra Miyako'nun kızı da 57 yaşında öldü. Çocukluğunda öğrendiği ve yaşlılığında da uğraştığı kaligrafiyi çok severdi. En sevdiği yiyecekler suşi ve yılan balığıydı. Miyako eşi ve çocuklarının erken ölümleri nedeniyle torununun yanına taşınmak zorunda kaldı. 97 yaşında huzurevine gitmeden önce on yıllık süreci burada geçirdi. 100 yaşındayken, fiziksel olarak iyi olduğu ve bilişsel testlerde bunama belirtisi göstermedi. 110 yaşına geldiğinde, bilişsel yetenekleri güçlü kaldı ve 114 yaşına kadar hat ve haiku şiiri yazma hobilerine devam ediyordu. Miyako, 22 Temmuz 2018'de Nishi-ku’da 117 yıl 81 günlükken yaşamını yitirdi.
Misao Okawa
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok
Giriş yap veya üye ol.
Misao Okawa 5 Mart 1898 tarihinde Japonya’nın Osaka kentinde bulunan Higashi Sumiyoshi-ku mahallesinde dünyaya geldi. Babası kimono terziliği ile uğraşıyordu. 1919'da kocası Yukio ile evlendiler. Kocasının işi sebebiyle Kobe'de yaşadılar ve çift iki kız bir oğlan çocuğu sahibi oldu. Fakat 1931 yılında kocası trajik bir şekilde ölünce Osaka'ya geri döndü. Şubat 2013 itibariyle, kızlarından sadece biri, Shizuyo (97 yaşında) ve oğlu Hiroshi (99 yaşında) hala hayattaydı.
2000 yılında 102 yaşında bacağını kırdı ancak iyileşti ve 110 yaşına kadar yürüyebildi. Ardından düşmesini önlemek için tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı. Ayrıca, uzun bir yaşamın sırrının her gece en az sekiz saat uyumak ve en sevdiği lezzet olan suşi yemek olduğunu söyledi. Özellikle uskumruyu sirkeyle buharda pişirilmiş pirinçle beraber yemeyi çok sevdiğini söyledi. Misao Okawa üç yüzyıldan da yaşam kesitleri gördü. Ömrü boyunca dört Japonya imparatoru, altı İngiliz hükümdarı ve yirmi ABD başkanı gördü. Misao Okawa, 117. doğum günü töreninden birkaç hafta sonra hayata gözlerini yumdu.